Merhaba arkadaşlar, güzel bir sohbet için bir yeri ve filmi birlikte keşfetmeye ne dersiniz? Bugün sizlerle, 1972 yapımı unutulmaz Türk filmi Dönüş’ün çekim mekânlarından biri olan Paşaköy üzerine bir yolculuğa çıkacağız. Hem bir mekânın hikâyesini hem de o mekânın zamanla taşıdığı anlamları birlikte irdeleyeceğiz.
—
Paşaköy Nerede? Bir Semtin Hikâyesi
Paşaköy, İstanbul ilinin Avrupa yakasında değil — Anadolu yakasında, daha doğrusu Sancaktepe ilçesine bağlı bir mahalle/mah âle/yerleşim alanı olarak geçiyor. Birer kaynakta “1972 yapımı Dönüş filmi, İstanbul’un Sancaktepe ilçesine bağlı Paşaköy semtinde çekildi.” ifadesi yer alıyor. :contentReference[oaicite:3]{index=3} Bu, ilk bakışta bizi kalabalığın içinden sessiz bir sahneye çıkarıyor: şehirle köyün, modernlikle gelenekselin kesiştiği sınırda bir yerleşim.
Paşaköy’ün bu statüsü, “şehirleşme/merkez‑çevre ilişkisi” açısından da anlamlı. İstanbul’un genişleyen sınırlarının içinde yer alan böyle bir yerleşimin, film yapımcıları için tercih edilmesi rastlantı değil. Filmin temasına bakarsak — gurbetçi, köy, geriye dönüş gibi— Paşaköy mekânı tam da bu temaları taşımaya uygun bir zemin sunuyor.
—
Geçmişten Günümüze Yansıma: Mekânın Anlatısal Gücü
Neden “Paşaköy” gibi bir yer seçilmiş olabilir? Burada iki yönlü bir analiz mümkündür. Bir yandan, yerel düzeyde izleyici için tanıdık bir coğrafya, bir öykü bağlamı sunuyor. Hikâyedeki kadın‑erkek ilişkisi, gurbet problemi, köyün dışına çıkan kişi ve geri dönen kişi temaları bu semtin “küçülmüş şehir” ya da “şehir içinde köy” algısıyla örtüşüyor.
Öte yandan, küresel ya da ulusal düzeyde baktığımızda, “şehirleşme”, “kentleşme”, “köyün dönüşümü” gibi kavramlar görünüyor. 1970’lerin Türkiye’sinde İstanbul’un banliyöleri, köyden gelenlerin yeni yaşam alanları haline geliyordu — Paşaköy de bu dinamiğin bir parçası. Filmin çekim mekânı olarak burayı seçmesi, bu dönüşümün görsel ve anlatısal bir örneği olarak okunabilir.
Mekânın değişimi aynı zamanda zamanla farklı anlamlara evriliyor: Eskiden köy‑mahalle geçişi olan yerler, artık kentleşme baskısıyla “şehir içinde kırsal” izlenimi veren alanlara dönüşüyor. Paşaköy’ün filmdeki yeri de bu izlenimle derinleşiyor.
—
Geleceğe Bakış: Paşaköy’ün Potansiyeli ve Bizim Açımızdan Anlamı
Bugün Paşaköy bir film mekânı olarak anılıyor olabilir ama bu sadece bir hatırlatma. Bu tür mekânlar, hem yerel topluluklar için kimlik ve hafıza barındırıyor hem de kültürel üretim açısından kaynak teşkil ediyor. Sinema‑televizyon yapımları, bu tür yerleşimlerin tarihini, coğrafyasını, toplumsal dinamiklerini görünür kılıyor.
Gelecekte, Paşaköy gibi semtlerin “kentleşme baskısı” altında taşıdığı değerlerin korunması, film‑çekim mekânı olarak yeniden yorumlanması ve bu sayede toplumsal hafızaya katkı sunması mümkün. Bu da bir yerin sadece fiziksel varlığıyla değil — anlatısıyla, hatırasıyla, toplumsal belleğiyle — değer kazanması anlamına geliyor.
Ve biz izleyici‑okuyucu olarak bu sürece yakından bakabiliriz: “Bir yerin mekân olarak kullanılması bizi nasıl etkiler?” “Film mekânı olan semt, izleyici için nasıl bir bağ kurar?” gibi sorularla bakabiliriz.
—
Artık sizlerle bu yazının sonunda şöyle bir çağrı yapmak isterim:
> Paşaköy ya da benzeri semt‑yerleşimlerde izlediğiniz film sahneleri oldu mu? O mekân size ne hissettirdi?
> Film mekânı olan bir yer sizce bir semtin kimliğini değiştirebilir mi? Nasıl?
> Şehrin içinde hâlâ “köy havası” taşıyan yerler var. Bu yerler sinema için daha mı uygun? Sizce neden?
Yorumlarınızı paylaşarak bu sohbeti birlikte derinleştirebiliriz. Şimdiden düşüncelerinizi okumak için sabırsızlanıyorum.